Kentsel Dönüşüm Projeleri İzmir'de Hız Kazanmalı
Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan kentsel dönüşümde gereken adımlar atılmazsa İzmir'i büyük bir felaketin beklediğini söyledi. Çalışmalara hemen başlanması gerektiğinin altını çizen Aslan, "Cambridge Üniversitesi'nin yaptığı araştırmaya göre İzmir'de önümüzdeki 10 yıl içinde doğal bir felaketin yaşanması halinde oluşacak hasar 30 milyar dolar. Önlem almazsak tehlike büyük. Herkes sorumluluk noktasında topu birbirine atmayı, siyasi tartışma yapmayı bırakıp iş yapsın.
İzmir'de kentsel dönüşümden önce, zihniyette dönüşüm şart. Durumun ciddiyetini bir an önce anlamamız gerek" dedi. Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan İzmir'deki kentsel dönüşüme ilişkin araştırmalarını ve önerilerini Habertürk Egeli'ye anlattı.
İzmir'in "kentsel dönüşüm" tablosunu nasıl görüyorsunuz?
Şehrimizde kaçak ve denetimsiz yapıların oranı çok yüksek. Denetimli yapı stoğunun fiziksel ve yapısal (depreme dayanıklılık) özellikleri değerlendirildiğinde, nitelikli kentsel dönüşüm uygulamaları İzmir ve Ege Bölgesi için kaçınılmaz. İzmir geneline baktığımızda bina yaş ortalaması 25 yıl üzerinde. Kaçak yapılaşma ise resmi raporlarda yüzde 60-65 olarak tespit ediliyor.
100 BİN KİŞİ TEHLİKEDE
Kentin ne kadarlık bir bölümü "kentsel dönüşüm alanı" olarak ilan edildi?
İzmir'de 6306 sayılı kanun kapsamında 918 hektar, 5393 sayılı Belediye Kanununun 73. maddesi kapsamında 305 hektar olmak üzere, toplam 1.223 hektarlık alan "Bakanlar Kurulu kararıyla Kentsel Dönüşüm ve gelişim proje" alanı olarak ilan edildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nm yetkisindeki 918 bin hektarlık alanda 33 mahalle ve 35 bin 836 adet konut mevcut. Bu bölgede şuan itibariyle 97 bin 950 kişinin can ve mal güvenliği tehlikede. İzmir Büyükşehir Belediyesi sorumluluğunda ve yetkisinde olan 305 hektarlık alanda ise 11 bin 200 adet bağımsız birimin yıkılması ve yerine yenilerinin yapılması gerekiyor.
Peki, gereken çalışmalar yapılıyor mu?
Gerek Bakanlık yetkisinde olan gerekse de İzmir Büyükşehir Belediyesi yetkisinde olan alanlarda şu ana kadar ne yazık ki elle tutulur, gözle görülür somut bir çalışma yapılamadı.
Bu durum insanların hayatlarının ne kadar tehlikede olduğunu göstermektedir. Cambridge Üniversitesi Risk Araştırma Merkezi'nin araştırmasına göre İzmir'de önümüzdeki 10 yıl içinde doğa ve insan kaynaklı felaketlerin yaşanması halinde oluşacak hasar 30 milyar dolar. Önlem almazsak tehlike büyük. Biz Ege-Koop olarak zaten yıllardır bu gerçeğe dikkat çekiyoruz. Kırılganlık açısından dünyanın 42'inci, Türkiye'nin 2'nci riskli konumdaki kenti İzmir'de, zaman kaybetmeden ve siyasi malzeme yapmadan kentsel dönüşüm projelerinin başlaması gerekiyor.
ÖRGÜTLENMEK GEREK
Zihniyet dönüşümünü sağlamak için hangi adımlar atılmalı?
Hükümet ya da belediye, hangisi isterse, biz Ege-Koop olarak bugüne kadarki bilgi, birikimleri ve deneyimlerimizle kentsel dönüşüm konusunda elimizi, gövdemizi taşın altına koymaya hazırız. Bu işi Hükümet ve yerel yönetimler kesinlikle siyasi malzeme yapmamalı. TOKİ, belediyeler, Hükümet, meslek odaları sen-ben kavgası yapmadan kentsel dönüşümün ve sağlıklı yapılaşmanın biran evvel başlayabilmesi için güçlerini birleştirmelidir. Bir ülke ve insanlık görevidir. Şu anda ne yazık ki kentsel dönüşüm yasasındaki boşluktan dolayı bazı açıkgöz müteahhitler devletin sağladığı vergi, resim, harç muafiyetlerinden faydalanmaktadır. Eğer bize yetki verilirse en kısa sürede en azından bir mahallede, o mahallede yaşayan sakinlerle, onları dinleyerek ve mağdur etmeden kentsel dönüşümü uygularız. Bir mahallede yetki versinler, dönüşüm nedir gösterelim.
TOKİ, görevini kötüye kullanıyor
Kentsel dönüşümün önündeki engel sizce nedir?
Her an 6-7 şiddetinde bir deprem olabileceği senaryosuyla tam bir kriz yönetimi mantığıyla İzmir'de ivedi olarak büyük bir kentsel dönüşüm adımını atmak, sorumlu mevkilerdeki herkesin görevi olmalı. İzmir'e sağlıklı konutların acilen yapılması gereğini tartışmalıyız. Burada görev Hükümete, belediyelere, Toplu Konut İdaresi'ne düşmektedir. Toplu Konut İdaresi ne yazık ki yıllardan beri sağlıklı yaşam alanlarında gecekondu bölgelerindeki vatandaşa imkan sunmak ve kuruluş amacına uygun olarak hiç konutu olmayan orta gelir grubundaki vatandaşlarımızın insana yakışan yaşam alanlarında konut sahibi olmalarını sağlamayı tümüyle gündeminden çıkararak daha çok lüks konut, köprü, baraj, hastane, stat gibi işlerle meşgul. Bana göre görevini kötüye kullanıyor. Bu tespiti, 32 yıldır İzmir'de 200 ayrı meslek kooperatifinin yer aldığı ve her kesimin yatırım ya da oturmak için konut sahibi olduğu EgeKoop'un Genel Başkanı sıfatımla yapıyorum. İkinci çağrım TOKİ' yüzde 60-65'i yıkılmaya muhtaç yüzde 38'i kirada oturan İzmir'de1 TOKİ bugüne kadar orta gelir grubuna yönelik büyük bir dönüşüm projesi yapmadı.
Herkes sorumluluk noktasında topu birbirine atmayı bıraksın; iş yapsın. Kentsel dönüşümden önce, zihniyette dönüşüm şart.
Durumun ciddiyetini bir an önce anlamamız gerek.
Çimento zammı projeleri geciktirir
Çimento fiyatlarına gelen zammı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bir gecede yüzde 30'u aşan oranda zamlanan çimentodaki bu yüksek artışı, salt taahhüt işi yapan müteahhit gözüyle değerlendirme yanlışına düşmemeliyiz. Sonuçta büyük projeleri yürüten konut şirketleri, bu zammı konut fiyatlarına yansıtacaklar. Ancak bu çimento zammının kamu boyutunda yürütülecek projelere de, okul-hastane-yol-yurt gibi yatırımlara, ayrıca belediyelerin devam eden projelerine de etkisi negatif olacak. Dolayısıyla maliyet artışı, konut şirketlerince doğrudan devam eden projelere ödeme yapan halka yansıtılacak. Bu zammın sadece kaba inşaata ek maliyet yükü yüzde 20. Bu fark konut şirketlerinin cebinden çıkmayacak. Herkesin elini içine soktuğu, halkın cebinden çıkacak.
Bu maliyet artışı, kamu projelerinde de devletin kasasından daha çok kaynak çıkmasına neden olacak.
PROGRAM DEĞİŞİR
Belki yatırım programında yapılacak işlerin sayısında düşüş olacak. Herhangi bir kentsel dönüşüm projesi için çivi çakılmayan İzmir'de, bundan sonra projelerin başlamasını belki geciktirecek ya da imkânsızlaştıracak. Bu açıdan bakıldığında, sağlıklı konutlarda ve sağlam bir kentte yaşama standardına erişemeyecek yurttaşlarımızın ödeyeceği fatura, siyasi tartışmalarla dönüşüm konusunda bir arpa boyu yol alınamadığı için, belki bir doğal afetle daha büyük olacaktır.
HÜSEYİN ASLAN KİMDİR?
1951 yılında Uşak'ta doğdu. Uşak, Denizli've İzmir'de değişik gazetelerde 30 yıla yakın gazetecilik yaptı. Ege-Koop Genel Başkanlığı görevinin yanı sıra aralıksız olarak 23 yıl Türkiye Gazeteciler Sendikası İzmir şube Başkanlığı görevini yürüttü.
TÜLOV'un da Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdüren ASLAN; Türk Alman Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) Mütevelli Heyeti Üyesi ve Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konsey Sivil Toplum Danışma Kurulu üyesidir.